Taşımacılık ve tedarik zincirindeki aksaklıkların şirketler üzerindeki etkisi

Nurmurat Mommayev
Taşımacılık ve tedarik zincirindeki aksaklıkların şirketler üzerindeki etkisi
Maliyetlerini azaltmak isteyen şirketler, ucuz hammadde ve ucuz ulaşım olanakları arayışı içerisinde yöntem değişikliğine gitmektedirler

Taşımacılıkta ve tedarik zincirinde meydana gelen aksaklıklar, üreticiler ve son tüketiciler için yüzde 20 ekstra maliyete neden olur. Arz krizi ve son bir yılda ulaşımda yaşanan aksaklıklar, mevcut enflasyon seviyeleri ile birlikte şirketlerin gelir tabloları üzerinde büyük etkisi olan maliyet artışları yaratıyor.

İspanya merkezli Üreticiler ve Distribütörler Birliği (Asociación de Fabricantes y Distribuidores) tarafından Madrid’de düzenlenen Tedarik Zinciri Kongresi’nde sunulan '’2022 Kitlesel Tüketim Sektörünün Tedarik Zinciri için Perspektifler’’ raporunda da bu konuya işaret edilmektedir. Rapor verilerine göre, şirketlerin yüzde 41’i tedarik zincirindeki bu aksaklıklar sonucunda maliyetlerinde yüzde 10 ila yüzde 20 arasında bir artış olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca şirketlerin yüzde 19’u, yaşadıkları maliyet artışının yüzde 20’yi de aştığını belirtiyor.

Hangi kalemlerin maliyetlerinde daha fazla artış olduğu sorusuna ise, şirketlerin yüzde 77’si hammaddeyi, yüzde 72’si nakliyeyi, yüzde 69’u ise enerjiyi işaret ediyor. Dolaysıyla hammadde ve nakliye maliyetleri şirketleri en fazla etkileyen nedenler olarak görülmektedir.

Bu anlamda rapor, şirketlerin son 18 ayda meydana gelen tedarik problemlerini aşmak için farklı stratejiler benimsediğini gösteriyor. Bu şirketlerin yüzde 60'ı alternatif hammadde tedarikçileri aramayı seçtiklerini, yüzde 50’si de mevcut stok seviyelerini artırdığını ve yüzde 43’ü tedarik etme yönetim modelini değiştirdiğini belirtiyor.

Rapor, şu anda şirketleri en çok ilgilendiren yönlerle ilgili olarak, onların yüzde 60’ının hizmet seviyelerinin iyileştirilmesine atıfta bulunduğunu, yüzde 51’inin tedarik zincirindeki olası kesintileri nasıl yönetecekleri konusunda endişeli olduğunu ve yüzde 46’sının tedarik zincirinde ulaşım optimizasyonu  konusunda ilerlemek istediğini gösteriyor.

Rapor aynı zamanda, üreticilerin yüzde 64’ü distribütörlerle olan ilişki ve işbirliği projelerinin aynı kaldığını veya geliştiğini belirtiyor. Bunun yanında dağıtım şirketlerinin de yüzde 83’ü, üreticilerle mevcut işbirliği dereceleri konusunda aynı değerlendirmeyi yapmaktadırlar.

Sürdürülebilirlik

Tedarik zinciri konusunda şirketlerin gündemini belirleyen stratejik eksenlerden bir diğeri de sürdürülebilirliktir. Şirketlerin yüzde 75’i faaliyetlerinin çevresel etkilerini azaltmak için önlemleri başarılı veya çok başarılı bir şekilde uyguladıklarını düşünürken, kalan yüzde 25'i ise şimdiye kadar elde edilen sonuçların iyi olmadığı belirtmektedir.

Lojistiğin karbondan arındırılmasının önündeki başlıca engeller sorulduğunda, şirketler yeni teknolojilerin olgunlaşmaması ve gelişmemesi, alternatif yakıtlı araçların tedariğinin olmaması ve şu anda mevcut olan yetersiz şarj altyapısından bahsetmektedirler.

Rapor aynı zamanda şirketlere, bugün taşımacılığın yalnızca yüzde 1’ini temsil eden demiryolu ile mal dağıtımının daha fazla gelişmesinin önündeki engellerin neler olduğu hakkında sorular soruyor. Şirketlerin yüzde 54’ü daha fazla gelişmenin önündeki ana engel olarak arz ve operatör eksikliğine işaret ediyor.

Sonuç olarak raporun gösterildiği gibi, maliyetlerini azaltmak isteyen şirketler ucuz hammadde ve ucuz ulaşım olanakları arayışı içerisinde yöntem değişikliğine gitmektedirler.

Nurmurat Mommayev,

Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Adayı, İstanbul, Türkiye

 

2022