Sürekli büyüyen sektör: İlaç sektörü

Nurmurat Mommayev
Sürekli büyüyen sektör: İlaç sektörü
Hastalıklar için daha etkili ilaçlar geliştirilirken, ilaç şirketleri tarafından AR-GE çalışmalarına büyük yatırımlar yapılmaktadır.

İlaç sektörü, gerek üretim hacmi gerek ticaret kapasitesiyle ekonominin en kritik sektörlerinden biridir. Ayrıca faaliyetiyle ve ürettikleriyle insan yaşamını ve sağlığını etkileyen bir sektör olması, bu sektörün önemini bir kat daha arttırmaktadır. Yani, insan sağlığını merkezinde bulunduran ve küresel olarak milyarlarca ABD doları değerindeki ilaç sektörü, şüphesiz ki dünya nüfusunun sürdürülebilirliği açısından en önemli sektörlerin başında gelmektedir. Nitekim, biyo-eczacılık sektörünün Dünya Gayri Safi Milli Hasılası’na toplam katkısı 1 trilyon 838 milyar ABD doları olup, dünya çapında 5,5 milyon insana istihdam sağlamaktadır.

İlacı diğer ekonomik ürünlerden farklı kılan ise ikame edilemez olmasıdır. Yani, gerekli bir ilacın yerine ilaç dışında başka tür bir ürün kullanılamaz. Bu nedenle bir değişim değeri içeren ilaçlar, fiyatları ne olursa olsun vazgeçilemez ürünlerdir. İlacın bu özelliği, ilaç sektörünün günümüzde dünya ekonomisinin neden en kritik sektörü olduğunu ve bu önemini ilaç sektöründeki konjonktürel ve yapısal eğilimler ne olursa olsun devam ettireceğini göstermeye yetmektedir.

İlaç sektörü yapısal olarak dünya nüfusundaki artışın yanı sıra küresel ısınma ve dijitalleşmeden dahi etkilenebilen bir yapıdadır. Nüfus artışı ve beslenme alışkanlıkları kronik rahatsızlıklara ilişkin ilaç talebini etkilerken, küresel ısınma sebebiyle özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki bulaşıcı hastalıkların artma riskine karşı aşılanma ihtiyacı doğmaktadır. Dijitalleşme ile birlikte ise tüketici ve hasta seçimlerinin farklılaşması nedeniyle, bu yöndeki gelişmelere kayıtsız kalmak ilaç şirketlerini rekabet yarışının gerisinde bırakmaktadır.

Hastalıklar için daha etkili ilaçlar geliştirilirken, ilaç şirketleri tarafından AR-GE çalışmalarına büyük yatırımlar yapılmaktadır. İPFMA’nın Fact and Figures Report 2021 isimli çalışmasında değinildiği gibi, biyo-eczacılık endüstrisi yıllık AR-GE harcamalarının savunma endüstrilerinin 7,3 katı, yazılım ve bilgisayar sektörünün ise 1,5 katı olduğu tahmin edilmektedir.  Yapılan yatırmadan sonra yeni ilaçlara patent alınmaktadır. İlaç sektöründe patentler, geliştirilen orijinal ilaçlar için alınmaktadır. İlaç şirketleri için rekabet gücü ise büyük ölçüde geliştirilmiş orijinal ilaçlar ile bu ilaçlar için alınmış olan patentlerle belirlenmektedir.

İlaç piyasasında orijinal ilaçların yanı sıra jenerik (eşdeğer) ilaçlar da üretilmektedir. Jenerik ilaçlar, orijinal ilaçların koruma süreleri bittikten sonra üretilerek satışa sunulan ürünlerdir. Bu tür ilaçların orijinal ilaçlarla aynı farmakolojik etkilere sahip olması gerekmektedir. Jenerik ilaçlar, dünya ilaç pazarının oldukça önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Dünya ilaç pazarının yaklaşık dörtte birini oluşturan jenerik ilaçlar, gelişmekte olan pazarlarda daha yüksek üretim ve satış paylarına sahiptir. Orijinal ilaç üreticilerinin yoğun Ar-Ge çalışmaları ve harcamaları sonucunda ürettikleri orijinal ilaçların jenerik üretimi çeşitli kurallarla belirlenmiştir.

Sonuç olarak ilaç sektörü, insan sağlığına odaklı olduğundan gerek küresel gerek yerel olarak sürekli büyüyen ve dolayısıyla her daim yatırımlara açık bir sektördür. İklim değişikliği dahil olmak üzere küresel anlamda meydana gelen her türlü değişimden önemli derecede etkilenen bu sektörde, söz konusu değişimler yatırımlara da yön vermektedir. 2019 yılı sonu dünyada görülen COVİD-19 pnemsisi, 2019 ve 2020 yıllarındaki birleşme devralma işlemlerini de etkilemiştir. Dolayısıyla, gelecekte de ilaç sektörünün büyüyüp gelişeceği, şirketlerin AR-GE yatırımlarının mega devralmalar sonucu diğer şirketlere aktarılacağı şüphesizdir.

Nurmurat Mommayev,

Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Adayı, İstanbul, Türkiye

2022