Küresel tedarik zincirinde yaşanan yeni gelişmeler ülkeleri daha kısa ve daha ucuz rota arayışlarına itti. Uzmanlara göre, bu durumda Orta Asya - İran - Türkiye giderek daha fazla tercih edilen bir ulaşım rotası olmaktadır. Bu ülkeler için kamyonlara göre 20 kat daha fazla mal taşıyan gelişmiş demiryolu bağlantılarının geliştirilmesi öncelikli olmaktadır.
Avrasya dağıtım sisteminde, özellikle Orta Asya’nın önemi artmaktadır. Halihazırda başlamış olan ulaştırma yatırımlarının uygulanmasında ve dinamiklerinde de bir artış gözlemlenebilir. Daha önce proje aşamasında olan ya da bölümler halinde hayata geçirilen projeler hızlı bir şekilde tamamlanmaktadır.
Toplam uzunluğu yaklaşık 4.400 km olan entegre Çin-Kırgızistan-Özbekistan (CKU) demiryolu ağı buna bir örnektir. 20 yıl önce oluşturulan ve ilgilenenler tarafından uzun süredir müzakere edilen proje, bu süre zarfında sadece bölümler halinde hayata geçirilmişti. Son yıllarda yaşanan küresel gelişmeler, projenin nihai versiyonu üzerinde hızlı bir anlaşmaya varılmasını sağlamıştır. 20 yılı aşkın bir süredir kağıt üzerinde görüşülen Çin-Kırgızistan-Özbekistan (CKU) demiryolu projesi, taraflar Semerkant'ta yapılacak olan Şanghay İşbirliği Örgütü Zirvesi’nde anlaşma imzalayacakları için nihayet uygulanacaktır.
Bu proje ile Çin’den çıkan bir kargo, Kırgızistan üzerinden geçerek, önce Özbekistan’a ,sonra da Türkmenistan’a ve daha sonra İran-Azerbaycan-Türkiye rotasını izleyerek Avrupa'ya varacaktır.
Dikkate değer bir başka girişim de, ‘Orta Koridor’ olarak isimlendirilen, Kazakistan üzerinden Çin'i Türkiye'ye bağlayan Trans-Hazar Uluslararası Taşıma Güzergahı (TITR) projesidir. Resmi olarak, bu rota 2017'den beri mevcuttur, ancak halihazırda proje aşamasındadır.
Bununla beraber Kazakistan, Türkmenistan ve İran arasında 2014'te açılan 908 kilometre uzunluğundaki Doğu Hazar Demiryolu Koridoru'nun daha iyi kullanımı ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar giderek artıyor. 5 milyon ton kargo kapasiteli bu demiryolu, Hazar Denizi'nin Kazakistan ve Türkmenistan kıyılarını Basra Körfezi'ne bağlıyor. Kapasitesinin hızla yılda 12 milyon tona çıkarılması planlanmaktadır. Uzmanlar, bu projelerin yeni Avrasya dağıtım güzergahlarının geliştirilmesi açısından bölgenin jeopolitik önemini arttıracağı yönünde görüş bildirmektedirler.
Sonuç olarak, önümüzdeki yıllarda bölgedeki gelişmelerin çoğunun lojistik ve ulaşım altyapısına bağlı olduğunu göreceğiz.
Nurmurat Mommayev,
Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Doktora Adayı, İstanbul, Türkiye