Uluslararası Yenilenebilir Enerji Kaynakları Ajansı (IRENA), küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece artışla sınırlandırma politikasının kabul edilmesi halinde, 2050 yılına kadar düşük emisyonlu hidrojenin küresel enerji talebinin yüzde 12’sini karşılayabileceğini tahmin ediyor. Fiyat değerlendirme ajansı Argus Media, geçtiğimiz çarşamba günü konuyla ilgili haber verdi.
IRENE tarafından yayınlanan Enerji Dönüşümünün Jeopolitiği başlıklı rapora göre, küresel hidrojen talebinin 2050 yılına kadar yaklaşık 410 milyon tona ulaşacağını tahmin ediyor. Küresel hidrojen talebi 2020’de 120 milyon tona tekabül etmişti. 2050’de kullanılacak hidrojenin üçte ikisi yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen yeşil hidrojen, üçte biri ise mavi hidrojenden oluşacak. Mavi hidrojen, başta doğalgaz olmak üzere karbon yakalama ve depolama faaliyetlerinden elde ediliyor. Günümüzde üretilen fosil kaynaklı gri hidrojenin aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması bekleniyor.
Raporda belirtildiği gibi, yeşil hidrojen Çin’de düşük maliyetli elektrolizör kullanımı, ayrıca Hindistan ve Breziliya’da yenilenebilir enerji kaynakları maliyetlerinin düşük, doğalgaz fiyatlarının ise yüksek olması nedeniyle, 2030 yılına kadar mavi hidrojen ile rekabet edebilecek konuma gelebilir.
Halihazırda, 30’dan fazla ülkenin düşük karbonlu hidrojen üretimine ilişkin planı bulunuyor. Hidrojen üretim planı, 2017’de yalnızca Japonya’da mevcuttu. Bu alanda yapılan reformlar, ekonomik ve siyasi ilişkileri de etkileyebilir.
IRENE’nin yayınladığı raporda, ‘’Avusturalya, Şili, Fas, Suudi Arabistan ve ABD, 2050 yılına kadar ileri gelen temiz hidrojen üreticileri arasında yer almaları için gerekli tüm imkanlara sahipler.’’ diye kaydedildi.
Rapora göre, Japonya, Güney Kore ile birlikte birçok Avrupa ve Güney Amerika ülkesinin, iç piyasa talebini karşılamak için hidrojen yakıtı ithal etme olasılığı bulunuyor.
Doğalgazı taşıma zorluğu ve maliyeti nedeniyle hidrojenin yaklaşık yüzde 85’i üretim sahalarında tüketiliyor. IRENE, 2050 yılına kadar hammaddenin üçte ikisinin iç pazarlarda tüketilmesini, yalnızca üçte birinin ihraç edilmesini bekliyor. Ayrıca yarısının boru hatları, kalan diğer yarısının ise sıvıya dönüşmesi daha fazla enerji gerektiren amonyak formunda taşınacağı tahmin ediliyor.